Savrulma
I.
nice yol aldık seninle onca yıl
nice kar kış gördük nice tipi
nice yağmur, çamur, fırtına
mevsimler geçip durdu üzerimizden
parmağımızı ekranda kaydırma hızıyla.
konakladık durduk orada burada
yolumuz gün oldu çıktı denizlere
gün oldu vurduk kendimizi dağlara
nice yıl aldık seninle, onca yol
patladı sonunda sağduyunun lastiği
ve çıktı önümüze bir anda şarampol…
taklalar atıyor birlikteliğimiz havada
ağır çekimde taklalar… ve işlemiyor ekran
parmağımızı basıp dursak da pause’a–
– kaçıncı takladayız,
ve daha kaç takla atacağız acaba?
direksiyona dokunma demiştim sana.
radyoda ağır çekimde çalıyor bir şarkı
– hiiiit theeee roooaaaaad Jackkk!..*
II.
savrulduğumuz şarampol
yukarılarda bir yerde olmalı,
işte parlıyor orada yırtık bariyerler
yoldan çıktı bu birliktelik
vurdu felaketin dibine beter mi beter.
serseme dönüyoruz bu altüst oluşla
ağırçekim taklaların ortasında
tavanla zemine vura vura
yapışıyoruz kayalara bir yarın başında
sen can çekişiyorsun gözümün önünde
bense boğazlaşıyorum ölümle
senin emniyet kemerin bağlı Allahtan
benimse çözük ezelden tüm bağlarım.
direksiyona dokunma demiştim sana.
– duyuyor musun siren sesini?
yaklaşıyor uzaklardan.
buruşturulup atılmış bir kâğıdın içindeyiz
her yanımız hurufat, harfler çığlık çığlığa.
…
ah, şu metal parçaları
paramparça camlar ve benzin kokusu
hurdaya çıkmış benim öksüz ömrüm.
yarılmış kafam, kaşım açılmış, dudağım patlak, ağzımda kanımın tadı
ve kulağımdan sızıyor kan.
gözlerine bakarken kendimden geçiyorum ve radyoda
bir şarkı çalıyor zonklayarak
– Hit tHe roaD JacK!.
III.
kafamın içinde bir yoğun bakım odası
iki ayrı yatakta yatıyoruz
sen atlattın kazayı
küçük yaralar ve birkaç kırıkla
bense komadayım hâlâ
yarılmış kafatasımın içinde
mırıldanıyor zihnim tekdüze:
– hit the road Jack!
kafamın dışında, odamdayım
sağlam, sağlıklı: atlatmışım badireyi
oysa kalbim yoğun bakımda hâlâ
ve komada arzularım.
direksiyona dokunma demiştim sana.
avuçlarımda hırpalanmış bir demet gül
kokusundan kavlıyor solgun renkler
zihnimde 7.65’lik yağlı kara ağır metal
şarjöründe suskun sözcükler.
kalem kurtulmuş parmaklarımdan dikilmiş kâğıdın üzerine didaktik karga
kendi kendine kıssayı ahvalimizi yazar:
– derhal önlemler almalı
meme yaptığında sorunlar.
ağustos böceği yırtarak çıkar ya
dar gelen kabuğundan
çıkıyorum ben de anıların kozasından
serserice vuruyorum kendimi yola yeniden
özgüven zihnimde 7.65’lik yağlı kara ağır metal parçası
kavuşma atışları yaparım diye gerekirse havaya.
ve dilimde yine o lanet şarkı:
– hit the road Jack!..
parmağını kaydırıyorsun ekranda
ben geçiyorum başka bir kanala.
direksiyona dokunma demiştim sana.
_______________
* Vur kendini yola Jack.
Bu şiir Artemis Dergisinin 20. Sayısında yayımlanmıştır
- Toz, Toprak İçinde - Nisan 28, 2024
- Dava - Kasım 5, 2023
- Şiir: Tembel Fıkra - Eylül 10, 2023