Kül Rengi Bir Gökyüzü
Günlük

Kül Rengi Bir Gökyüzü

Re. Defteri, 01.10.2009

Yaz sonuna geliyoruz. Sıcaklar sürüyor, zaman zaman biraz serinlik de oluyor.

Mevsimler. Zamanın geçtiğini bize en açık biçimde gösteren anlar.

Bu kaçıncı geçen yaz?

Bu kaçıncı gelen güz?

Zaman daha hızlı mı geçiyor artık?

Sanki sonuna yaklaşıyorum ömrümün. Bir rüya mı hayat, bir yanılsama mı?

Her şeyin ölmekle bitmediğine inananlara imrenmemek elde değil! Ne güzel, şu ya da bu biçimde var olabilmeyi sürdürmek! Ne kötü tümüyle yok olmak!

Hava gri. Hafif esen bir rüzgâr. Dönen usulca, bir pervane. Asılı çamaşırlar.

Ruhum bir boşlukta, asılacak bir şey arıyor sanki. Uzanıyor ağaçlara, uzanıyor gökyüzüne, uzanıyor bir yerlere. Bir boşluğa uzanıyor.

Tutunacak bir şeyler arıyor ruhum.

Tutunsa ne olacak peki? Anı yakalayacak, anı yaşayacak, anı anlamlandıracak. O kadar.

Bir an, bir bulutsu hâlinde, oturduğum sandalyeye yığılacağımı sandım. Yığılmak ve bitmesi hayatın.

Dostlarımla buluşabilsem şu an, onlarla konuşsam, içsem.

Kendinden kaçış mı olur bu? Galiba.

Niye kaçıyorum ki kendimden? Kendimi bulamayacağım, kendime ulaşamayacağım için mi?

Evet. Kendime varamıyorum. Bir derin kuyuda, bir derin uçurumda bir “yok” kendim.

Gökyüzü kül rengi. Mevsim değişimi zamanı.

edebiyatkafe
Latest posts by edebiyatkafe (see all)

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir