Şiir: Tembel Fıkra
birlikte yürümeyelim kalabalık sansınlar.
yere doğru eğildim, doğruldum sonra:
gül nasıl kendine sarılarak ölüyorsa öyle işte
güzel kokular uçup gidecek nasılsa boğaziçi bir yana gitmez.
paslı bir ehram içinde bütün güzel seslerin üzerine miğferler yürüyor
bir devlet başkanını karşılayan çocuklar üşürken
güz düşmüş ömrümün bahçesinde kanayan yanımı da sakladım.
öşrümü ödemeyeceğim.
göğsünü ger, kayyumlar zaptedemez gökyüzünü
tadına varılan her acı bileytaşıdır sabrın
bu direnç bir yana gitmez
pembe bir kederin içerisine gömüyorum kendimi
korkuyorum: mezarlıktan geçen çocuk gölgesiyle
mehteran bölüğü gibi sesimin harflerini büyüterek sesleniyorum
yırtılmış bir perde düşüyor sokağa
çürümüş sesimi yıkıyorum yağmurla.
birlikte yürümeyelim kalabalık sansınlar.
neyi saklayacağım kendimden
dinmiyor gözümdeki seğrime sülfür aynayı inceltmiş
deniz bitti ipi eskitti mermer
gösterişli cesetler bıraktı
geride zihni körelmiş tohumlar
dilimde tercümeye muhtaç sözcükler
şimdi tembel bir fıkra gibiyim
ayrılalım bu yalnızlık kalede kalsın.
- Toz, Toprak İçinde - Nisan 28, 2024
- Dava - Kasım 5, 2023
- Şiir: Tembel Fıkra - Eylül 10, 2023